İstenmeyen, plansız gebelik, bebek aldırma ve kürtaj hakkında sık sorulan sorular

Aşağıda istenmeyen gebelikle ilgili sık sorulan soruların yanıtları verilmiştir. Yazıları tümüyle okumanızı, videoları izlemenizi öneririz.

Operatör Dr. Kağan Kocatepe hakkında >>
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Nispetiye Caddesi No:36
Levent / İstanbul
0555 663 13 13 - 0212 268 45 02 

Kürtaj işlemi ile ilgili en geniş bilgiler için tıklayın >>

Kürtaj hakkında daha da ayrıntılı bilgiler edinmek için tıklayın >>

Kürtaj yasası, nasıl yapıldığı ve sonrası hakkında bilgiler için tıklayın >>

Hemen şimdi işlem randevusu almak için tıklayın >>



Kürtaj Yasası: Kimler kürtaj olabilir, gebeliği aldırmak için koşullar nelerdir, başka biri bunu öğrenebilir mi, gizli kalır mı?

İstenmeyen gebelik sonlandırılması (bebek aldırmak) için kürtaj. Bu konuyla ilgili videolar genelde tabii ki doğal olarak insanların hoşuna gitmiyor. O yüzden de mümkün olduğu kadar bu konuyla ilgili çok da fazla böyle bilgi vermek istemiyorum ama yine de şöyle bir gerçek var ki, istenmeyen gebelikler oluşuyor ve bu konuda yasal olarak yani Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yer alan kanunlara göre istenmeyen gebeliği yaşayanların bazı hakları var. 

Bunlar nelerdir? 

-Bir kere istenmeyen gebelikte, herhangi bir sorun olmamasına rağmen bebek istenmiyorsa hamilelik onuncu haftanın altında olması lazım.

Gebelik haftanızı hesaplayın >>

-10. haftanın üstündeki gebeliklerde kürtaj özel bir izne tabi.
-Yine evli çiftlerde mutlaka eşin imzası gerekiyor. Başka türlü mümkün değil. 
-18 yaşın altında mutlaka bir ebeveynin veya hem anne, hem babanın imza vermesi gerekiyor. 
-Eğer evli değilse kadının kendi imzası yeterli oluyor. 

Onun dışında şöyle sorulan bir soru daha var: Acaba bu kayıtlara geçer mi diye, kayıtlara geçiyor ama bu kayıtlara başka birisinin ulaşması mümkün değil.

Her prosedür mutlaka TC kimlik numarası ile birlikte hastanede kayıtlara geçiyor. O yüzden de istenmeyen gebelik diye bir işlem yapıldığı zaman bu da kayıtlara geçecektir. Ama o bilgiye annenizin babanızın, başka bir akrabanızın veya başka bir doktorun bile ulaşması mümkün bile değil. Bu sizin zaten doğal hakkınız. Hastaneye parmağınıza bir dikiş attırmak için, kulağınızı deldirmek için gittiğiniz zaman bile bu da kaydoluyor. Kimse bu bilgiyi paylaşamaz. Çünkü bu insan haklarına, hasta haklarına aykırı bir şey o yüzden o konuda içiniz rahat olabilir.



Düşük ilacı nedir? Bu ilaçlarla istenmeyen gebelik sorunu kürtaj olmadan çözülebilir mi?

En sık sorulan sorulardan bir tanesi jinekoloji alanında: düşük yaptıran ilaçlar, düşük yaptıran haplar, düşük yaptıran iğneler var mı? Kim uygulayabilir?

Bunlar sadece doktor gözetiminde uygulanabilir, istenmeyen bir gebelik söz konusu olduğu zaman bunun en çağdaş yolu gebeliğin sonlandırılması, yani kürtaj, tıbbi tahliyedir.

Düşük iğnesi zaten yok, onu söyleyelim, düşük hapları var, ama doktor gözetiminde kullanılması gerekir. Kendi başına kullandığı zaman kişide hayati tehlikeye neden olabilir veya hayati tehlike olmasa bile, genital organlarına, rahimine zarar verebilir. 

O yüzden böyle bir şeye asla girişmemek lazım, bu işin tıbbi yolları var.

Tıbbi yollara başvurmak lazım. Sonuçta herkesin başına gelebilir, böyle bir şey, yani  istemeyen bir gebelik. Ama bunun çözümü düşük yaptıran ilaçlar değil. 

Internette bazen görüyoruz, bazı sitelerde satıyorlar. Yani bu düşük yapan, yaptığını iddia ettikleri hapları. Böyle bir şey olamaz. Onlar gerçek değil. O yüzden de bu tür şeylere asla kalkışmamak lazım ve her şeyden önce bunun tehlikeli bir şey olduğunu bilmek lazım.



Bebek aldırma veya düşük nedeniyle yapılan bir kürtaj sonrası ne gibi şikayetler olur? ilk adet kanaması ne zaman görülür? Ağrı olur mu?

Herhangi bir nedenle kürtaj olmak durumunda kaldığında bir kadın kürtaj sonrasında onu neler bekler? 

Bir kere kürtajların büyük çoğunluğu ilk 10 haftalık gebelikte yapılıyor, o yüzden de genelde üç beş dakika süren ve vakum yöntemi ile uygulanan prosedürler. Bu da tabii ki kürtaj sonrası döneme olumlu bir şekilde yansıyor, şikayetler çok fazla olmuyor.

Genelde çok fazla ağrı olmuyor, ama ağrı kesici kullanma ihtiyacı olursa elinizdeki herhangi bir ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz.

İşlem sonrası ilk 3 hafta boyunca zaman zaman kanamalar olabilir, hiç kanama olmayabilir, başlayıp durabilir, zaman zaman olabilir. Bunlar da normaldir. 

Genelde kürtajdan sonraki 3 ile 5. gün arasında kramp tarzı bir ağrı ile beraber bir pıhtı atılıyor. Bu çok sık görülen bir durum, o da anormal bir durum değil. 

Bu yukarıdaki kanamaların herhangi bir tanesi hiçbir şekilde adet kanamasına işaret etmiyor. Genelde ilk adet kanaması kürtajdan sonraki 5 veya 6. haftada gerçekleşiyor ve sonra tekrar adet düzeni normale dönüyor.



Kürtaj sonrası yeniden hamile kalmak için ne kadar beklemek gerekir, hemen hamile kalınabilir mi? Kalınırsa düşük yapma riski var mı?

Düşük yaptıktan ve kürtaj olunmuşsa bundan sonra ne zaman tekrar hamile kalınabilir? 

Klasik bilgi şu: “Düşük yaptıktan sonra 3 ay ve hatta bazen 6 ay boyunca hamile kalınmamalı”. Yapılan çalışmalar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Düşük yaptıktan sonra ilk adet kanaması, genelde kürtaj olmuş olsun veya olmasın, 6. hafta civarında gerçekleşir, 4. hafta ve 7. hafta arasında ortalama 6. haftada kanama olur. 

İlk 6 haftalık, bu ilk adet görülene kadar olan dönem hariç, bir kez adet gördükten sonra tekrar hamile kalınabilir. Yani 3 ay sonrasında hamile kalmakla 6 haftalık bu dönemden sonra hamile kalmak arasında gebeliğin sağlığı açısından istatistiksel olarak önemli farklılık yok. Yaşı ileri olan anne aday adayları için bu daha da önemli, beklendikçe anne adayının yaşı daha fazla ilerler.

Ancak, eğer büyük ve ileri haftada bir düşük olduysa, 10. haftadan daha sonra düşük olduysa, tekrarlayan düşüğün bir parçası ise, yani 2 veya daha fazla düşük olduysa doktor yeniden hamile kalmadan önce bazı tahlillerin yapılmasını önerebilir ve ondan sonra hamile kalmaya müsaade edebilir. 

Ama genel olarak söylemek gerekirse, “sıradan” bir düşük ise, ekstra bir tahlil yapmadan yeniden bir adet döngüsü sonrasında tekrar hamile kalınabilir.



Kürtaj sonrası adet görememe, rahim içinde yapışma ve Asherman sendromu

Kürtajın en büyük, ama en az görülen risklerinden bir tanesi rahim içinde yapışıklık. Rahim içindeki bu yapışmaya Asherman sendromu adı veriliyor. Buna özellikle eski dönemlerde henüz daha vakum yöntemi ile kürtaj olmadığı dönemlerde, rahim içinin metal aletler ile çok fazla kazınmasına bağlı olarak daha sık ortaya çıkıyordu. Günümüzde de oluyor, ama çok daha az oluyor ve oluşan yapışıklıklar da genelde çok fazla olmuyor.

Aslında Asherman sendromu, yani netleşmiş bir Asherman sendromu şöyle oluyor: Kürtaj olduktan sonra, düşük sonrası yapılan kürtajda, adet görme zamanı gelmiş olmasına rağmen görmemek (ilk adet kanaması kürtajdan sonra genelde 6. haftada görülür). Takiben rahim içine ultrasonla baktığımız zaman rahim iç tabakasının yeterince kalın olmaması ve çekilen rahim filminde (histerosalpingografi) içerideki yapışıklıkların gözlenmesi. Tanı genelde bu şekilde oluyor.

Kürtaj sonrasında adet kanaması miktarında azalma da bir yapışıklık göstergesi olabilir. Bu da rahim içi film çekildiği zaman, ilaçlı rahim filmi çekildiği zaman gözlemleniyor. 

Yani kürtaj sonrası hiç adet görmeme ya da az adet görme şeklinde olduğu zaman şüpheleniyoruz Asherman sendromundan. Halbuki bu tür durumların önemli bir kısmında aslında yapışıklık rahim içinde değil, rahim ağzında oluyor.

Rahim ağzı tıkanınca, rahim içinde kanama oluyor, yani adet kanaması oluyor, ama rahim ağzı yapışık, yani tıkalı olduğundan o kanı dışarıya bırakmıyor. Biz ultrasonografide bu durumlarda rahim içinde olması gereken kalınlaşmayı görüyoruz, hatta kanamanın başlamış olduğunu görüyoruz, ama kan dışarıya çıkamıyor.

Ne yapıyoruz? Çok basit bir şekilde rahim ağzındaki yapışıklığı açıyoruz, çünkü genelde çok hafif oluyor ve basit bir müdahale ile geçiyor ve kanama genellikle kısa zamanda gerçekleşiyor. 

Asherman sendromunda ise histeroskopi ile, yani rahim içine kamerayla girerek, anestezi altında o yapışıklıkların açılması gerek. Ama kürtaj sonrası yapışıklıkların önemli bir kısmı rahim ağzı yapışıklığı olduğu için basit bir müdahaleyle olay çözülüyor.



Kürtajla sonuçlanan bir hamilelik sonrası tekrar hamile kalmak için beklemek gerekli mi? Düşük riski artar mı?

Eğer istenen bir gebelik idi ise, anne adaylarının sevinci yarıda kalmış oluyor. Bir kısmı diyorki “ben bir an önce hamile kalmak istiyorum” bir kısmı da diyor ki “Ben küstüm artık hamile kalmayacağım, çok olumsuz şeyler yaşadım”, ama büyük çoğunluğu tekrar hamile kalmanın ne zaman olacağını merak ediyorlar. 
 
Eğer “sıradan”, tırnak içinde diyorum her anne adayı için düşük tabii ki sıradan değildir, önemli bir şeydir ama tıbbi olarak sıradan olan düşüklerde, yani 1 veya 2 adet, 10 haftanın altı olan düşükte, eğer bilinen düşüğe neden olacak bir durum yoksa o zaman ilk adet kanaması görüldükten sonra yeniden hamile kalınabilir. 
 
Ekstra bazı tetkikler yapılır veya yapılmaz, o doktorla konuşulabilir. 
 
İlk adet kanaması, kürtaj yapıldıktan sonra veya kendi kendine düşük tamamlanmışsa eğer, düşük tamamlandıktan sonra, 5 ile 6 hafta sonunda bir adet görülüyor. O zaman ne oluyor sistem yeniden resetlenmiş oluyor. Yani ilk haline dönmüş oluyor, sıfırlanmış oluyor diyelim, türkçe olarak sıfırlanmış oluyor.

İstatistikler şunu göstermiş ki, sıradan bir düşükse eğer, düşükten hemen sonra ilk adet gördükten sonra yaşanan gebelikte ekstra bir risk artışı yok, ekstradan. 

Ama eğer henüz daha o ilk sıfırlanma olmadan, aynı ay içinde, yani düşükten veya kürtajdan sonraki, hemen yumurtlama 2 ile 3 hafta sonra başlıyor, o zaman hamile kalınırsa düşük riski bir kaç puan artabilir. 
 
O yüzden önerimiz şu: sıradan düşüklerde hemen hamile kalınabilir, ilk adet görüldükten sonra, 5-6 hafta sonra yani, eğer doktor bir tetkik önermediyse.
 
Eğer sıradan düşük değilse, mesela 10 hafta üzerinde bir de olsa düşük olmuşsa, veya işte ileri dönem düşüğü olduysa dediğim gibi, o zaman bazı tetkikler yapmadan genelde önermiyoruz. 
 
Ama sonuç itibarıyla tabii ki bazı anne adayları geliyorlar işte “ben daha henüz adet görmedim ama yeniden hamileymişim” diye, biz de onlara “çok kötü”  demiyoruz.

Yani birkaç puanlık artış demek illaki düşük olacak anlamına gelmiyor, ama önerimiz tabii ki en azından o ilk 6 haftalık sürenin beklenmesi.